25 Kasım 2009

TAYK DUO-II

DUO yarış heyecanı

Yarış heyecanı henüz karadayken başladı. Pirattan daha büyük bir teknede daha önce hiç 2 kişi seyire çıkmamıştım. Sadece bu durum bile heyecanlanmama yetiyordu. İki yıldır takip ettiğimiz yoğun yarış programından artık teknemizin her detayını ezbere biliyorduk ama bu yarış diğerlerinden daha farklı olacaktı.

Start ve öncesi

Rüzgara yakın bir açıya döndük dümen dolabının önüne geçtim; piyanodan mandarın boşunu aldım ve bir yandan teknenin doğrultusunu ve diğer tekneleri takip ettim. Beklediğimden kolay bir şekilde ana yelkeni bastık, ardından genoa... Motivasyonumuz tam start işaretini bekledik. Balonu döşemek için zaman zaman başüstüne çıktım, bu sürelerde ekip arkadaşım Faruk dümencilik yaptı. Maalesef rüzgar 2-5 knot arasında bir hızdaydı ve bu bizim yürümemiz için çok yetersizdi. Starttan sancak kontra balonla çıkmayı planladık. Ancak startın hemen öncesi rüzgar doğuya dirse etti ve maalesef biz balonu bastığımızda ancak modaya doğru bir açıda kalabildik. Kavança atmamız gerekiyordu. Hemen başüstünü neta ettik ve günün ilk kavançasını attık. Çok hafif olan rüzgarda temiz bir kavança attık ve iskele kontra degavsingi tutar, geniş apaz bir seyirde ilerledik. Balon basarken yaşadığımız bir çapariz yüzünden starta biraz geç kalmıştık erken kavança atmamız gerektiği için biraz daha yol kaybettik bu sırada rakiplerimizden geri kaldık. Kavança atarken havuzdaki koşturmam sırasında GPSe sağlam bir dirsek çarptım. Haliyle kendisini orada denize gömdük. Biraz bocaladık ancak moraller hala yerinde yarış yeni başladı, artık biz avcıydık. Rakiplerin degavsing yakınlarında iki kavançası olacaktı. Hava biraz daha kuvvetleninceye kadar olabildiğince yerimizi korumaya çalıştık.

Rüzgar neredesin?

Tahminlerdeki 8-10 knot kuvvetindeki rüzgarı bekliyorduk ama hava sürekli 0-5 knot aralığında gidip geliyordu. Bu kadarlık bir rüzgar değil yürümümeze, yelkenlerin yerçekimini yenmesine bile yetmiyordu. Hafif olan tekneler bu durumdan istifade ediyor aradaki farkı sürekli açıyordu. Jumbo teknesi apazına yakaladığı bir esintiyle adeta fışkırdı. Küçük, hafif bir j80 olan Jumbo neredeyse ilk hedefimiz olan yassı adaya gelmişti bile. Artık ikinciliği kovalıyorduk ama yarış daha bitmedi her an herşey olabilir.

Sağnaklar göründü...

Nihayet bir süre sonra 10-13knot kuvvetinde gündoğusundan bir rüzgar geldi. Aslında gelemedi bi türlü; sağnak iki tekne boyu arkamıza yaklaşabildiğinde biraz biraz hareketleniyorduk. Ne varki sağnak bizimle aynı süratte ilerlemediği için yine duruyor sağnağı bekliyorduk. Bir süre sonra en arkadaki teknelerde yanımıza geldiler ve yeniden start verirmişcesine bir çizgi üzerinde sağnakların gelişini "Haydar, haydar..." diyerek bekledik. Aradan çok geçmeden sağnaklar zincirlerini kırdı ve nihayet artık kızımız yürümeye başladı.

Gelen sağnaklarda balonu en iyi şekilde kullandık ve öncü gruba yaklaştık. Chica teknesi hava düşükken farkı 2 mil kadar açmıştı. Rüzgar artık bizim istediğimiz kuvvetteydi. Bir süre sonra Chicayı yakaladık ve bordaladık. Yassıadaya yaklaşırken Jumbo teknesinin Yassıada yakınında havasız kaldığını gördük. Azim, tutku, saygı derken Yassıadaya geldik. Kaderin cilvesi bütün filo (Kınalı ada dönüp gelen IRC1 ler dahil) yassıadayı birlikte döndük.

Yassıadayı dönerken rüzgarsız kalıp fazla yanmamak için yassıadanın biraz daha güneyinde kalmaya çalıştık. İşe yaradı o sıkışık ve havasız alandan nispeten daha erken çıktık ve çok değerli zamanlar kazandık. Sivri adaya gelirken Chica, Galatea ve Papili tekneleri önümüzde ilerliyorlardı. Yarış henüz bitmedi uzun bir Orsa kolu bizi bekliyordu.

Sivri adayı dönmek için yaklaşırken rüzgar yavaş yavaş poyraza dirse etti. Dar apaz sivri adaya ilerlemekteydik. Rakiplerimizden biraz erken, güzel bir zamanlamayla balonu indirdik. Rüzgar artık kuvvetlenmişti ve 80m2 kare balonu beklediğimden çok daha rahat indirdik. Daha kalabalık olduğumuz zamanlarda bile bu kadar rahat indiremiyorduk. Rakiplerimiz balonu son anda indirmeye çalışırken adanın açığına düştüler. Bu durumda yine çok değerli zamanlar kazandık.

Orsaya döndüğümüzde artık herşey daha netti. Hava iyice poyraza dirse etti ve oturdu. Öncelikle döndüğümüz adalardan uzaklaşıp temiz rüzgara çıkabilmek için sancak kontra boğaza doğru ilerlemeyi sürdürdük. Sancak kontra tam akıntının üzerine ilerlediğimiz için bu seyri fazla uzun tutmamakta yarar vardı. Papili ilk tramola atan oldu ancak bizce çok erkendi. Bir süre sonra doğru olduğunu düşündüğümüz mevkide tramola attık ve kınalı adaya doğru ortala 6,2 knot süratle ilerlemeye başladık. Galatea ve Chica tramola atmadılar ve boğaza doğru ilerlemeye devam ettiler. Tramola mevkiimiz gerçekten doğru çıktı süratimiz Papiliden daha iyiydi ve daha orsacı bir seyir içerisinde devam ediyorduk. Bu sırada bizden daha hızlı olan First 34.7 sınıfı tekneler ile çok yakın ilerliyor olmamızda günün ilginç karelerindendi.

Kınalı ada yakınlarında güzel bir tramola attık ve Fenerbahçe burnuna olabildiğince yakın bir orsa seyri ile devam ettik. Hava açabilir bizi tramolaya zorlayabilirdi bu yüzden yüksek ve olabildiğince süratli bir orsa ile yolumuza devam ettik. Yakın rakiplerimizin hepsi gerimizdelerdi durumu koruyarak yolumuza devam ediyorduk. Tek aklımı kurcalayan uzak rakiplerimizin durumu idi. Ancak içimden bir ses bizden geride olduklarını söylüyordu. Bir süre sonra finiş hattını görünürdeki tüm rakiplerimizin önünde ilk sırada geçtik. Çok güzel ve keyifli bir yarış oldu. Marinaya geldiğimizde yarışı ilk finiş ve birinci olarak tamamladığımızı öğrendik. Bizim için son derece keyifli unutulmayacak bir yarış oldu.

Bize bu fırsatı veren Ejder ve İlhan'a uyumlu ekip arkadaşım Faruk'a ve tüm i-marine yelken takımına sonsuz teşekkürler.

0 comments :